Kanka, şimdi HTML'i bir düşün. HTML, bir binanın kaba inşaatı, çıplak duvarları, betonu, tuğlasıdır. "Burada bir oda (paragraf) var", "Burada kapı girişi (link) var" dersin, o kadar. Simsiyah, alt alta yazılardan ibaret, ruhsuz bir yapıdır.
İşte tam o anda CSS içeri girer. CSS, o kaba inşaatın iç mimarıdır. İşin tüm "şekil şukul" kısmı ondadır.
CSS eline fırçayı (kodları) alır ve başlar:
"Şu başlık (<h1>) çok sönük durdu, şunu kıpkırmızı yapalım, puntoyu da dev gibi büyütelim."
"Bu menüdeki yazılar (<li>) alt alta dizilmiş, asker gibi. Olmaz. Şunları alıp yan yana dizelim, üstüne fare gelince de rengi bir değişsin ki 'bak buradayım' desin."
"Şu resim (<img>) çok kaba durdu, kenarlarını azıcık yuvarlayalım, hafif de bir gölge verelim ki havalı dursun."
"Yazılar duvara (ekran kenarına) yapışmış, kimse okuyamaz bunu. Kenarlardan bir boşluk (padding/margin) patlatalım da nefes alsın sayfa."
Kısacası, bir siteye girdiğinde "Vay be, tasarıma bak!" diyorsan, orada CSS konuşuyordur. Sitenin rengi, düzeni, estetiği, hangi elemanın nerede duracağı... Hepsi CSS'in işi.
Hani aynı siteye telefondan girince her şey küçülüyor, alt alta geliyor ya? İşte o da CSS'in artistliği. "Ekran ufaksa böyle göster, büyükse böyle göster" diye ayar çekiyor. O olmasa, internet hâlâ 90'ların düz metin sayfaları gibi olurdu.
İşte tam o anda CSS içeri girer. CSS, o kaba inşaatın iç mimarıdır. İşin tüm "şekil şukul" kısmı ondadır.
CSS eline fırçayı (kodları) alır ve başlar:
"Şu başlık (<h1>) çok sönük durdu, şunu kıpkırmızı yapalım, puntoyu da dev gibi büyütelim."
"Bu menüdeki yazılar (<li>) alt alta dizilmiş, asker gibi. Olmaz. Şunları alıp yan yana dizelim, üstüne fare gelince de rengi bir değişsin ki 'bak buradayım' desin."
"Şu resim (<img>) çok kaba durdu, kenarlarını azıcık yuvarlayalım, hafif de bir gölge verelim ki havalı dursun."
"Yazılar duvara (ekran kenarına) yapışmış, kimse okuyamaz bunu. Kenarlardan bir boşluk (padding/margin) patlatalım da nefes alsın sayfa."
Kısacası, bir siteye girdiğinde "Vay be, tasarıma bak!" diyorsan, orada CSS konuşuyordur. Sitenin rengi, düzeni, estetiği, hangi elemanın nerede duracağı... Hepsi CSS'in işi.
Hani aynı siteye telefondan girince her şey küçülüyor, alt alta geliyor ya? İşte o da CSS'in artistliği. "Ekran ufaksa böyle göster, büyükse böyle göster" diye ayar çekiyor. O olmasa, internet hâlâ 90'ların düz metin sayfaları gibi olurdu.